29 Mart 2024 Cuma

DİLENCİ KADIN
"Allah ne muradın varsa versin" dedi dilenci kadın. Örtülü başı, yana yatık, ağlamaklı sesiyle, eli açık, yanıma yanaştı. Durdum, nefeslendim, gülümsedim kendisine... Arkasında kendi gibi kumaşlarla örtülü bir kadın ve bir de küçük kız çocuğu...
"Allah bana değil sana versin!" dedim sevecen bir sesle.
"Niye bana versin, sana da versin abla" dedi gülümseyerek.
"Bana dua edeceğine kendine dua etsene" dedim.
Bu lafıma şaşırdı, afalladı, duraksadı!..
Ankara'da Aralık ayının keskin soğuğunda, sokakta, cuma gününün bereketiyle dileniyordu.
"Bak bu soğukta sen dileniyorsun. Bir de benim için dua ediyorsun. Bana değil kendine dua etsene" dedim.
"Allah sınıyor bizi bu hayatta!" diyerek yaşadığı hayattan memnun olduğunu belirtiyordu.… Bulunduğu durumu kabullenmişti çoktan...
"Allah seni sınıyor da, beni neden sınamıyor?" diye sordum.
"Olur mu abla, hepimiz bu hayatta bir sınavdayız." diyerek kendine öğretilen ezberi bana dayattı.
"Öte dünyada belki daha iyi bir hayat bizi bekliyor." dedi.
"Hangi öte dünya?" dedim.
"Ne varsa bu dünyada!" dedim.
"Tövbe de abla!" dedi bana şaşkın, telaşlı bakışıyla...
"Şu an bu dünyada yaşıyoruz… Burada, güzel yaşayamadıktan sonra, öte dünyayı şimdiden niye düşünüyorsun ki?" dedim.
"Ne varmış halimde, çok şükür abla..." dedi kendini geri çekerek.
"Şu haline mi şükrediyorsun? Bu soğukta, üstünde başında yok, bir de dileniyorsun?" dedim.
Bir bana baktı, bir de birlikte dilendiği kadına. Kaçacak delik arar gibi uzaklaştı benden...
"Bak duydun mu? Ne diyor kadın! Öte dünya yok diyor. Neler diyor, duy hele... Tövbe tövbe!.." diyerek kendinden uzaklaştırıyor dolaylı söylediği lafı…
Şaşırmıştı dilenci kadın, varsa yoksa kendi bildiğiydi. Kendi bildiğinin karşısı bir fikir olduğunu duymaya bile tahammül edememişti...
"Tövbe de hanım, tövbe de bacım..." sözleri kulağıma geliyordu. Arkamda kalan dilenci kadının...
YENER BALTA, 31 ARALIK 2013