DOĞADA OLMAK-I
Doğa ile bu kadar iç içe olmak büyülüyor beni. Balık tutmaya
imrenen, tutmayı çok isteyen ben, her gün balık tutmaya gidiyorum. Bir de olta
aldım kendime. İşin tuhafı, yufka yüreğim dayanmıyor oltaya takılan balıklara,
salıveriyorum. Kuş ve kelebek fotoğrafı çekmek için kilometrelerce yol
giderken, şu an evimin bahçesinde az rastlanan kuşların bile fotoğraflarını
çekebiliyorum. Kara Kızılkuyruk, Kızıl Gerdan, Alakarga, Baykuş, Martı ve daha
niceleri, kimseler de bilmez bu isimleri...
Alabildiğine çeşitli, renk renk çiçeklerin arasında olmak,
onları dalından koparıp evin içerisinde vazoya koymaktan büyük zevk alıyorum.
Benim de bahçemde olsun dediğim bitkiden, bir dal, bir kök, birkaç tohumu
toprakla buluşturmak heyecanlandırıyor beni...
Ve doğanın sessizliği büyülüyor... Belki hafif esen rüzgarda
yaprakların hışırtısı, arada esrarengiz kuş cıvıltıları...
Denizin gökyüzüyle ahengi, çingene kızın sevdiğine cilvesi
gibi... Gökyüzü mavi, yeşil, kara kasvetli... Bir anı bir anını tutmuyor
denizin rengi, gökle yarışıyor sanki... Esmeye görsün rüzgar, dalgalar birbiri
ile kapışıyor...
Deniz alabildiğine geniş, ufukta bir balıkçı kayığı suda
süzülüyor. Belli ki ekmek kapısı, bu da hayatın çilesi... Deniz alabildiğine
sessiz, az ötede iskeleye konan kuşun derinden gelen tiz sesi... Durgun mavi
denizde bir balık sıçrıyor sudan dışarı... Gülümsetiyor, mutlu olmak bu sanırım
diyorum kendi kendime... İçim içime sığmıyor her gördüğümde,
heyecanlanıyorum... Çiçeğe konan beyaz kelebekler denizin üzerinde dans ediyor.
Hırçın denizde şaşıran balıklar avını kestiren martılara yem oluyor. Her
denizle buluşmamda suya paralel, boydan boya süzülüp geçiyor yine bir
balıkçıl... Taşa vuran suyun çekilmesiyle taş canlanıyor sanki! Sessiz doğada
ne de çok canlı var, şaşıyorum. Taşın rengini alan yengeç yavaş yavaş
ilerliyor.
Kedisi, köpeği bol buranın, yazlıkçılar varken iyi, kimseler
kalmayınca kuru ekmeğe razı... Balık yeminden arta kalan ekmeği kapmak için
köpeklerin birbirlerine hırlamalarına üzülüyorum... Ana kedi şanslı, ellerinde
süt şişesi birkaç yaşlı, besliyor her gün belli ki yavru kedileri...
Ah begonviller!.. Pembenin bin bir tonu, yarışırcasına,
inatlaşırcasına, yaz kış demeden dallarında capcanlı, kenarından köşesinden
yukarı renklendiriyor beyaz Bodrum evlerini...
Burada olmaktan mutluyum...
YENER BALTA, 30 Kasım 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder