22 Aralık 2016 Perşembe

AYŞEN

🎈🎈🎈🎈🎈
AYŞEN

Ayşen gezmeyi çok seviyormuş. Anne ve babası ile parka gitmeyi, alışveriş yapmayı, anne annesine ve dedesine gitmeyi hep istiyormuş. Dışarı çıktıklarında da bir şeyler aldırmak için zorluyormuş. Bu hareketinden annesi de babası da hiç memnun değilmiş. Pazar günü annesi Ayşen’i parka götürmek için söz vermiş. Akşam erken yatarsa sabah çabuk olur diye erkenden yatmış. Pazar sabahı erkenden kalkmış. Yatağını düzeltmiş. Elini yüzünü yıkamış. Anne ve babasını öperek uyandırmış.

Hep birlikte kahvaltı masasını hazırlamışlar. Ayşen masaya tabakları, çatalları, bardakları, bir de ekmeği koymuş. Güzel bir kahvaltı yapmışlar. Bardağındaki sütü bir dikişte içmiş. Yumurtasını, tereyağlı ekmeğiyle yemiş. Ayşen’in karnı iyice doymuş.

Annesi hazırlıklarını yaptıktan sonra beklediği an gelmiş. Annesi ve babası Ayşen’e bir ders vermenin zamanı geldiğini düşünmüşler. Dışarıda gördüğü her yiyeceği, içeceği ve oyuncağı aldırmak isteyişinden şikayetçilermiş. Bu davranışı her zaman yapıyormuş. Annesi ve babası her gördüğünü değil de, istediklerinden sadece birini alabileceklerini söyleseler de, Ayşen söz verdiği halde hiç mi hiç sözünde durmuyormuş. Anne ve babası verdikleri bu kararı bu gün uygulayacaklarmış. Bugün Ayşen’in her istediği alınacakmış. Ayşen’in her gördüğünü bugün de isteyeceğinden eminmiş.

Annesiyle birlikte evden çıkmışlar. İlk olarak çocuk parkına gitmişler. Her taraf satıcılarla doluymuş. Simitler, patlamış mısırlar, elma şekerleri, balonlar... Hepsi de çok güzel görünüyorlarmış. Satılanlar şöyle bir bakmış, salıncağa doğru koşmuş. Salıncakta sallanmayı çok seviyormuş. Uzun uzun sallanmış.

Patlamış mısır ilk isteği olmuş. Birazını yemiş, geri kalanını da elinde tutuyormuş. Elma şekerini canı çok çekmiş. Annesinden almasını istemiş. Annesi mızmızlanmasına bile fırsat vermeden almış. Birkaç kez yaladıktan sonra elma şekeri yere düşmüş. Ağlamış, annesi ağlamsını sürdüremeden bir yenisini almış. Yenisinin paketini açmadan elinde tutmuş.

Sır kaymaya gelmiş. Kayacağın tarafa doğru koşmuş. Elindekilerini annesinin tutmasını istemiş. Annesi kabul etmemiş. Yere bırakması doğru olmazmış. Elindekilerle kaymak zor olmuş. Biraz dinlenmiş, canı simit istemiş. Annesine simit göstermiş. Annesi anlamış ve onu da almış. Simidi bir güzel yemiş. Parktan çıkarken büyük kırmızı bir balona gözü takılmış. Annesinin elini bırakıp uzun uzun seyretmiş. Annesi o istemeden kırmızı balonu almış. Balonun ipini elinden kaçırmamak için bileğine bağlatmış.

Parktan çıkıp yürümeye başlamışlar. Yürürken balonuna baktığı için gelip geçene çarpıyormuş. Yürümekte zorlanıyormuş. Mağazaların vitrinlerine bakarak geziniyorlarmış. Birden, bir hamburgercinin önünden geçerken kocaman bir hamburger ilanıyla karşılaşmış. Gözlerini kocaman açmış. Hamburgeri annesine göstermiş. Çok acıktığını söylemiş. Annesi de acıktığı için birlikte içeri girmişler. İki ayran, iki patates kızartması, iki de hamburger söylemişler. Ayşen büyük bir iştahla başlamış, birazını tabağında bırakmış. Annesi bitirmesi için hiçbir şey söylememiş. Ama kalanında da gözü kalmış. Bir poşete koydurarak çıkmışlar. Çıkışta o kocaman hamburger görüntüsüne bakamamış. Çünkü yedikleri çok gelmiş ona. Karnında ağrılar başlar gibi olmuş. Gezmeye devam demiş annesi.

Olacak şey mi bu!.. Tüm vitrin oyuncaklarla dolu. Uzun uzun bakmış. Annesi; “hadi yeter baktığımız” bile dememiş. Gözü kocaman bir bebeğe takılmış. Annesi; “hayır” demiş denemek için. Mızmızlanmaya başlamış, ağlamış. Annesi “devam” diyerek almış istediği bebeği. Bebeğin fiyatı annesine pahalı gelmiş. Annesi düşünmüş, ama sonuca varmak için pahalı da olsa almaya karar vermiş. Bebeğin siyah kıvırcık saçları varmış. Elbisesinin üzerinde beyaz ve sarı çiçekler varmış. Kolları ve bacakları bezdenmiş. Adını “bez bebek” koymaya karar vermiş.

Oyuncakçıda ne güzel şeyler var diye aklından geçirmiş. Hepsinin kendisinin olmasını istiyormuş. Ayşen bir şeyin farkına yeni varmış. Bugün istediklerini aldırırken hiç zorlanmadığını fark etmiş. Karnının ağrısı daha da kendisini belli etmeye başlamış. Biraz mızmızlanmış, elindeki ve kolundakilerin  ağır geldiğini annesine söylemiş. Annesi taşımayı kabul etmemiş.

Annesi dondurma teklifinde bulunmuş. İtiraz etmemiş. Kocaman bir çikolatalı dondurma topu gözünde iyice büyümüş. Yerken birazı üzerine damlamış. Ağzı yüzü hep kirlenmiş. Elindekilerle yemek zor olmuş. Dondurma nihayet bitmiş. Yürümeye devam etmişler. Bir kitapçının önünde durmuş annesi. Rengarenk yapboz vitrinde duruyormuş. Resimli kitaplar, boyama kitapları çok hoşuna gitmiş. İçeri girmişler. Yapboz, boyama kitabı ve bir de resimli öykü kitabı almışlar. Annesi bu alışverişten memnun olmuş. Çünkü Ayşen’e kitap almayı çok seviyormuş. Son alışverişin paketlerini de Ayşen yüklenmiş. İyice zorlanıyormuş yürümekte.

Karın ağrısı  iyice belli ediyormuş kendisini. Ateşi de çıkmış biraz. Midesi de bulanır gibi olmuş.  Annesi durumu anlamış, eve doğru yola koyulmuşlar.  Patlamış mısır paketi, elma şekeri, balon, hamburger poşeti, bez bebeği, yapboz ve kitaplarının bulunduğu paketi çok ağırlaşmış. Elinden kayıyormuş bazıları. Terlemiş, sıkılmış, daralmış. Neyse ki eve yaklaşmışlar.

Eve girdiklerinde kapının önüne yığılı vermiş. Taşıdıkları ve yedikleri ağır gelmiş. Midesi bulanmış, paketlerden kalkamamış. Anne ve babası yardım etmenin zamanı geldi demişler. Banyoya götürmüşler. Yedikleri midesini bozduğu için çıkarmış. Doğruca yatağına uzanmış. Bez bebeğiyle, yapbozuyla, balonuyla oynayamamış. Öykü kitabının resimlerine bakamamış. 
Boyama kitabının boş yerlerini boyayamamış bile. Yatağında uyuya kalmış.

Annesi ve babası biraz üzülmüşler ama, bu davranışlarının gerektiğini biliyor olduklarından her istediğini aldırmanın yanlış bir davranış olduğunu öğreneceğinden memnunluk duymuşlar.

YENER BALTA
26 EYLÜL 1995

Hiç yorum yok: