YAŞAM ACI
Döndü aradı telefonla, "gelemeyeceğim abla, hoş gör beni bugün" dedi. "Hayırdır, ne oldu Döndü Hanım" dedim.
"Aman sorma abla" dedi, "derdim azmış gibi, bir dert daha geldi başımıza" dedi. "Ablamı kocası yakmış, asıl evlendiği gün yanmıştı ablam. Üzerine kaynar su dökmüş, şimdi ablamın yanına gideceğim" diyerek gerekçesini bildirip kapatmıştı telefonu.
Döndü'nün kaderi kötü yazılmıştı, kendi derdi azmış gibi bir de ablası çıkmıştı. Evlere temizliğe giderek, evinin sorumluluğunu üstlenmişti. Gençti, babası küçük yaşta evlendirmişti. Üstüne üstlük üç oğul sahibiydi. En büyükleri 18 yaşındaydı, ortanca oğlu özürlü doğmuştu, en büyük yük onun sorumluluğu idi. En küçük oğlu ise ilkokula gidiyordu.
Kader diye buna denirdi, başkalarının evlerini temizleyerek para kazanmak o kadar da iyi bir şey değildi.
Bir gün, bir sabah bana geldiğinde yüzüme bile bakmadan başı yerde ayakkabılarını çıkarıp, yanında getirdiği giysi torbasını alelacele açıp iş kıyafetlerini giymeye başlamıştı. Yüzünü benden saklamaya çalışıyordu.
"Çayını dolduruyorum Döndü" diye mutfaktan seslenmiştim. Bir bardak çay içip hatırını sorup işe gidecektim ben de. Yüzüne baktığımda morun ve kırmızının bin bir tonu birbirine karışmış, gözü kan çanağına dönmüş, yanak diye bir şey kalmamıştı. Hayretler içerisinde kaldım, ne büyük bir darbe almıştı yüzüne, gözüne.
"Hayırdır", dedim.
Beni cevaplamadan yüzünde beliren ifade her şeyi anlatmıştı. "Daha ne olsun abla, bizim adam" dedi, "yine başladı, ne iyi bir süredir benimle uğraşmıyordu"...
"Peki ne oldu daha bu kadar sana vurabildi". Hiç, hiçbir şey, anlasam hatam olsa neyse, durup dururken bağırmaya üstüme yürümeye, sonra da bana vurmaya başladı. Çocuklar korumaya kollamaya çalışsa da, çocukları da sağa sola savurunca bir kıyamet koptu.
Çalışmaz, içer, tüm parayı elimden alır, üstüne üstlük boşanmaya kalksa daha bir hiddetlenir dövermiş Döndü'yü... Üstüne üstlük kocası, kocalık görevini yapmayıp, başka bir kadınla ilişkisi olduğunu da gizlememiş, bunu da söylerken Döndü'yü bir iyice incitmişti. Her gelişinde içi doluydu. Avukatlık ücretini çıkaramamaktan yakınır, dertlenirdi. Yol göstericisi bilirdi beni. Anlaşmalı boşanmayı önermiştim. "Bazen yanaşır, bazen yanaşmaz bu fikre" abla diyerek çaresiz kalakalır.
Döndü'ye yapacağım en iyi destek, ne kadar temizlik için evine kadın alan çevrem varsa önermek olmuştu, neredeyse benim bütün çevremin temizliğine Döndü gelir olmuştu. Herkes yaşadığı çileyi az çok bilirdi. Kimseler sormazsa ağzını açmaz, sıkıntısını içinde saklardı.
Bunca çileye, bunca ekonomik sıkıntıya, bunca aldatılmaya karşı direnen kocasını nasıl olduysa ikna etmiş, çocukların babasız kalmasını, istedikleri zaman nasılsa birbirlerini görebileceklerini çözüm olarak bildiğinden artık bu iş bitmeli deyip boşanma işlemlerine başlamıştı.
Bir sonraki temizliğe gelişinde üzerinden büyük bir yük kalkmış, rahatlamış, neredeyse uçarcasına hafifti. Kocasından ayrılmıştı, en büyük sıkıntıyı üzerinden atmıştı. Çocuklar babalarının gitmesini kabullenemese de kendine kalacak bir yer bulacaktı.
Bir sonraki gelişinde kocası merdivenlerden inerken belini incitmiş, uzun süre kımıldamadan yatması gerekmiş, bakacak kimsesi olmadığından çocukların büyük ısrarları sonucu evin baş köşesine yatırmışlar. Kocası onca acının içinde alınan karardan pişmanlık duysa da yine ailesinin yanında, evinde olmaktan o an için mutlu olduğunu her hareketi ile belirttiğini söylemişti. Son pişmanlık fayda etmez diye boşa dememişlerdi.
İyileşmiş, zamanın geçmesi ile koca aynı koca tavrına başlamış, polis zoru ile evden çıkarmıştı, birlikte olduğu diğer kadın evine sığdırmamış, ancak anasının babasının köydeki evine dönmek zorunda kalmıştı.
Temizlikte olduğu günlerden birinde oğulları evde iken polisler eve gelmiş, babalarının boşandığı halde eve gelip gittiğini soruşturmuşlardı. Telaşla beni aradı, "polisler gelmiş, kocamı sormuşlar, çocuklarda ara sıra gelip bizi görür demişler. Ne diye ararlar, ne diye sorarlar!.." diye telaşlı hali ile verdiğim cevapla az çok rahatlamıştı. "Onlar boşandığından, sigortan olmadığından babandan kalan maaşı aldığın için gelmişlerdir. O devletin yeni uygulaması, zira birçok kadın, kocasından boşanıp babasından kalan maaşı almak için bu yola başvuruyor. Resmi olarak boşanıp, birlikte yaşantılarını sürdürüyorlar. Devlet bu işi sıkı kontrol altına almış durumda, korkma, kaygılanma bunun için gelmişlerdir" dediğimde bayağı rahatlamıştı.
Döndü'nün kaderi bu şekilde yazılmıştı. Yazısı kara idi. Çileli yaşamında kendisini daha neler bekliyordu, kim bilebilirdi.
"Abla, perdelerini de yıkayayım bu geldiğimde, duvarlarını sileyim ha ne dersin?" deyip, yaptığı rutin işlerin yanında benim en üşendiğim ve hiç bir zaman yapmayacağım işleri yapmak için can atardı.
Yener Balta, 23 TEMMUZ 2010
x
Yener Hanım,
Vardır sevgim...
Öykün yine güzel olmuş,
Baban seninle gurur duymuş...
Sana bu işte gelecek var...
İsterse her gün böyle güzel
Öyküler yazar...
Şimdi kal sağlıcakla,
Yeniden sevgiler sana...
Av. Eren Bilge Balta, 23.7.2010
x
Merhaba Yener,
Yeni hikayen "Yaşam Acı" da çok güzel. Tebrikler. Devamının da bekliyorum.
Selam ve sevgiler... 23.07.2010
O.O.
x
cok guzel olmus teyze, ellerine saglik, oburunu de cok begendim, yazik olmus kucucuk kopege.
cok optum seni
Gigi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder