15 Ocak 2024 Pazartesi

SEVGİLİ DOĞA

 SEVGİLİ DOĞA,

Ne güzel babalarımız vardı, gittiler! Ne çok yazılacak şey var onlar için, ne çok söyleyecek söz... Demesi kolay, kabulü zor;

Başımız sağ olsun.

 

Facebook’ta Fevzi amca’nın durumu hakkında bilgiler veriyordun. Takipteydim. Bir iki satırla yazıp geçmeye gönlüm dayanamazdı. Kaybettiğimiz gün aramak istesem de acın çok tazeydi. Buna ben de dayanamazdım. Ve sesimizin Fevzi amca’nın gidişiyle buluşmasına...

 

Ne büyük değerdi Fevzi amca. Kendisini yazıya ve okumaya adayan nadir insanlardandı. Tıpkı babam gibi. Zaten bir birlerini de buluşturan ortak nokta bu değil miydi?

 

Babam her yazdığım yazıyı,

 “Fevzi’ye de yolladın mı?” diye sorardı. Onun da okumasını isterdi. Fevzi amca büyük destekçimdi. Olumlu, yerli eleştirileriyle hep yanımdaydı. Gazete ve dergilerde benim de yazılarımın yayınlanması için yardımcıydı. Hatta “Eren Bilge’de Gitti” adlı kitap hazırlığımda, babamın ardından söylenenlerde ne çok yardım etmişti bana...

 

Birkaç çocuk kitabı için kapak tasarımlarını benim çalışmamı istemişti. Çalıştık birlikte... En son telefon konuşmamızda, 

“Adresini tekrar ver, sana basılan kitaplarımdan yollayacağım” demişti. Maalesef olmadı. 

 

Dün, internet ortamında bir şey araştırırken Fevzi amcanın, köşe yazısında benden bahsettiğini gördüm. Daha önce de birkaç kez yer vermişti köşesinde. 

“Yener’in Blogunda Gezerken” başlıklı yazısından haberim yoktu. Birden mutlandım. Bir bölümüne burada yer vereceğim.

 

“...

Yener’i tanımıyor olabilirsiniz. Tanımalısınız. Bakın son yazışmamızı okuyunca kendisini tanıyacak, onu siz de seveceksiniz:


MERHABA FEVZİ BEY,


Eh aşkolsun size, duygulandırdınız beni...

Yazınızın alıntılar kısmında iki şiire yer vermişsiniz. Koç'un oğlu, Koç'a yazdığı mektup güzel bir ders örneği, teşekkürler.

Ama en acıtanı da, evinizdeki eşyalara, çiçeklere, pencerenize konan beslediğiniz güvercinlere, dokundu be Fevzi amca!...

Nice nice sağlıklı uzun ömür ve bol bol yazmalı, okumalı yıllar diliyorum size,

Lütfen böyle şeyler yazmayın, acıtıyor. 

Sevgilerimle,

*** 

Sözünü dinleyeceğim Sevgili Yener. Aslında acılı şeyler yazmak en ucuz edebiyattır, biliyorum. Ben de sevmem acılı yazıları. Hatta televizyonda acılı haberleri bile izlemeye özüm dövmez. 

Ne var ki, o gün ölümü düşününce yazmaktan kendimi alamadım. 

Sizi seviyoruz Sevgili yeğenimiz. Sağlıkla... Sevgiyle...

FEV 

*** "

 

15 OCAK 2020

YENER BALTA

 

 

Hiç yorum yok: