15 Ocak 2024 Pazartesi

ŞİKAYETİM ÜZERİNE

 ŞİKAYETİM ÜZERİNE

Karakolundan beni aradılar.

Yolladığım şikayet dilekçesi ile ilgili amirleri benimle yüz yüze konuşmak istiyormuş! 
Bugün karakola, komiserle görüşmeye gittim.

 

Ayağa kalktı, tokalaştı, kendisini tanıttı.

İsmimi söyleyerek koltuğu gösterdi.

Soluklandım.

Ne içmek istediğimi sordu. 

“Çay” dedim.

Sonrasında söze başladı.

“Sizi buraya kadar yordum. El yazınız çok güzel, dilekçedeki hitabınız, ifade biçiminiz, az öz anlatımınız… Bunu yazan kişiyle yüz yüze konuşmak, tanışmak istedim. 

Burada yaşadığınız olayı bir de sizden dinlemek isterim” dedi. 


Anlatmaya başladım;

 

23 Mart 2023 Perşembe tarihinde, saat 15.05 sularında oturduğum semtin istasyonundan metroya binerken çantamı düşürmüşüm. Fark ettiğimde üç durak sonrasıydı. İnip, bindiğim durağa döndüm. Durumu güvenlik elemanlarına anlattım. Gerekli araştırmayı yapıp, iletişimde bulundular, belli bir süre sonrasında sonuç alamadılar. Beni bulunduğum semtin Polis Karakoluna yönlendirdiler. 

Polis Karakolu’na geldiğimde saat 16.30’du. Kapı girişinde birkaç polis memuru vardı. Yaşadığım olayı dış kapıda anlattırdılar;

“Metroya girdiğimde çantamdan kartımı çıkardım, turnikeden geçtim. Treni beklerken çantam elimdeydi. Trene bindim. Otururken birden çantamın olmadığını fark ettim. “Eyvah çantam yok!” deyip ayağa fırladım. İlk durakta inip karşıya geçtim, ters yönden gelen trene binip, bindiğim yerde indim. Güvenlik elemanları yardımcı olsa da sonuç alamadılar. Buraya gelmemi söylediler” dedim. 

Bana sorular sorduktan sonra, 

“Bindiğiniz yer değil, fark ettiğiniz yer önemli, siz o karakola gidip şikayette bulunun!..” diyerek beni oraya göndermek istediler. 

Metronun içinde olduğumu, arada üç duraklık mesafe olduğunu, karakol burası olduğunu, çantamı kaybettiğimi, üzerimde param olmadığını söylesem de; başlarından savarcasına, bir tutanak tutmamak uğruna, benim o anki zor durumumun bile umurlarında olmadan, çaresizce beni orada öylece bıraktılar. 

Burada da tutanak tutabileceklerini dillendirsem de, bir birlerine bakıp,

“Dedik ya, diğer karakoluna gideceksiniz!” dedi, içlerinden bir polis memuru. Azarlarcasına! Oradan ayrıldığımda saat: 16.45’ di. 

 

Bana “bindiğiniz yer değil, fark ettiğiniz yer önemli, siz diğer karakola gidip şikayette bulunun!..” demelerinin geçerli bir neden olmadığını, gereğini yapmamak için beni diğer karakola göndermelerini geçerli bulmadığımı bildiririm. 

“Ben halktan biriysem, benim güvenliğimi sağlayacak olan polis memurlarının bu şekilde davranmalarını kabul edemem. 

Biz varsak onlar var!”


Çantamı nasıl bulduğumu da anlattım. Çok şanslı olduğumu da vurguladım. 
Personelleri adına özür diledi. O günün kamerasını izlediğini, gereğini yaptığını söyledi. 

“İsterseniz üst makamlara da bildirip takip edebilirsiniz konuyu” dedi. 
Ben de,

“Bu yeterli, size ulaşmak ve sizin de gereğini yapmış olmanız yeterli” dedim. 

“Sizin, konuyu dikkate alıp beni buraya çağırdığınız için ayrıca teşekkür ederim” dedim. 
“Ben bir kez yaşadım bu olumsuzluğu. Size her gün geliyordur bu tür olaylar. Sizler alışık olmalısınız. Ama ben, bu davranışı hak etmediğimi düşünüyorum. Onun için, polis memurlarının üstlerine sesimi duyurmak istedim” dedim. 


“Aydın bir kişi olduğunuz dilekçenizden belli… Hele ki böyle bir durumu geri bildirmeniz, bizim pek karşılaşmadığımız bir durum” dedi. 
Beni tanımak için sorular sordu. 

“Hayranlığım sizi tanıyınca daha da arttı” dedi. 
Yolunuz buralara düşerse, lütfen çayımızı içmeye de uğrayın” dedi. 

Vedalaştık.

 

 

YENER BALTA 

25 MART 2023

 

 

Hiç yorum yok: