ADETTENDİR!
Bir pazar sabahıydı. Oda kalabalıktı. Annem, babam ve üç ablamın
dışında genellikle hafta sonları bizde kalan halam ve iki kuzenim de vardı.
Hepimiz aynı odadaydık.
Üzerimde annemin diktiği pembe küçük çiçekli pazen geceliğim vardı.
Tekli koltukta otururken kalktığımı hatırlıyorum. (Zaten başka koltuğumuz da yoktu. Akşamları babamın oturduğu koltuk, o olmadığında bizlerin oturduğu...) Bunu gerçekten çok net
hatırlıyorum! Koltuk odanın pencere kenarındaydı. Odanın kapısı ise tam karşı
tarafta... Ben odadan çıkmak için kalkmıştım. Kapıya doğru geldiğimde annem de
benim hemen arkamdan kalkıp bir hışımla geceliğimin arkasını eline dolayıp
benimle birlikte odadan çıkmıştı. Anlam verememiştim bu davranışına annemin,
ama tepkimi vermiştim eteğimi çekerek aynı hışımla...
Bu anın ikincisi olarak aklımda kalan; banyo, mutfak ve tuvaletin
olduğu kısmı bölen kapının arkasına beklememi söylemişti. Mutfakta alelacele bir
şeyler yapmış, elinde kirece benzer bir bardak sıvı karışımını bir büyücü
edasıyla “al iç şunu” deyip bana vermişti. İçerken zorlanmıştım. Yavan bir
şeydi. Nedir bu diyebilmiş miydim? Niçin bunu içtiğimi sormuş muydum? Neler
oluyor demiş miydim? Bilemiyorum, o kadarını hatırlamıyorum. Ben o kireç
tadındaki iğrenç karışımı içerken, “aklı başına” deyip, hem de üç kez tekrarlamış,
bir yandan da başıma vurup durmuştu.
Sanırım adettendi!...
Aklım başımda mı değildi? Yoksa aklım kanayınca mı başıma
gelecekti? Döllenmeyen ilk yumurtanın kan olarak dışarı atılmasıyla, benim
aklımın başıma gelmesindeki bağı kuramamış olmalıyım!
Annemin bu yaptığı davranış karşısında şaşırmış, hatta bildiğim bir
şeyi ilk kez olurken annemin davranışından korkmuş olmalıyım ki ağladığımı da
hatırlıyorum.
Annem eski beyaz bir çarşafı yırtarak parçalara ayırmış, ince uzun bir
parmak kalınlığında katlamış çamaşırımın arasına koymamı söylemişti. Bir de
sedirin altında, portakal sandığında (o portakal sandığı benim gardolabımdı) bana
ait giysilerden üzerimi değiştirmem için kıyafet getirmişti. Geceliğimin
arkasına baktığımda küçük, yuvarlak, kan lekesi vardı. İlk adet kanamamın
lekesiydi bu...
Büyümüş müydüm? Kadın mı olmuştum? Üremenin başı sayılan 13’lü
yaşlarındaydım, bu bilinen ve beklenen bir şeydi. Bu kadınlara özel durumu ablalarımdan
dolayı biliyordum zaten.
O günü hareketsiz geçirdiğimi hatırlıyorum. Sık sık da tuvalete
gittiğimi...
2 EKİM 2016
YENER
BALTA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder