MAKYAJ
Kadın erkeğin malı mıdır? Kadının üzerindeki bu hakimiyet niye? Maddi özgürlüğü olmayan kadınlar için söylense de, maddi gücü elinde olan kadınların da aynı davranışlara maruz kaldığı apaçık ortada. Çünkü erkeğin yaban bir yapısı var. Sahiplenme, hükmetme, buyurma, kullanma ve hatta aşağılama gibi duyguların tümünü birlikte yaşadığı kadın için uygulayabiliyor.
Yazık!..
Bunu bilen, anlayan, görmezden gelen, katlanan ya da tümünün farkında olup, “onun da zamanı bir gün…” deyip bekleyen kadınlarda var!..
Geçenlerde bir olaya tanık oldum. Sırdaşım, dert ortağım her zamanki gibi gelmedi bu sefer yanıma. Ne bir göz yaşı, ne bir kin, ne de nefret duymadan paylaştı benimle yaşadıklarını...
Çoğu şeyin biterek, (ölen yakınlar, biten iş hayatı, yeni bir şehir, yeni bir eş...) yeni bir hayatın başlamasıyla, yaşının verdiği olgunlukla da daha bir cesur gördüm kendisini. Uzun süredir bir yerlere gitmeyen, emekliliği huzur içerisinde yeni uğraşlarla geçiren arkadaşım; uzun bir küslük değil, konuşmazlığın ardından eşiyle barışıp bir iki gün sonra yapılacak bir gösteriye gitmeye karar vermişler. Arkadaşım birlikte bir şey yapmanın, bir yere gitmenin ayrıcalığı ile hazırlanmış. Yeni yaşamı giyim derdini ortadan kaldırsa da böyle bir günde giyecek bulmanın kaygısını onu buna uydurarak geçiştirivermiş. Pek boyanmayı sevmeyen arkadaşım, uzun zamandır makyaj yapmadığından, gideceği ortamda kıyafetinin de verdiği sakillikten kurtulmak için az süslenmiş. Kendinden önce arabaya giden eşi ile yüzleştiğinde;
“Sen makyaj mı yaptın?” sorusu güm diye inivermiş, o günün gidişatına... Kocasının yüzünden her şey anlaşılmış bir anda... Arkadaşım şaşırıp kalmış.
“Sen makyaj yapmayı sevmezdin?” demiş kocası.
“Evet sevmem, ama üstüm başımdan hoşnut değilim, hem sosyal bir ortama giriyoruz...
“Çok güzel olmuşsun, çok yakışmış, hep yap diyeceğine...”
Hem nereye gidiyoruz ki burada, markete giderken mi makyaj yapacağım?
“Haa... Şimdi bir yere götürmediğimiz mi şikayet oldu?” diye konuyu başka yere de çekmiş kocası.
“Ben senin ne zaman makyaj yaptığını iyi bilirim kızım! Benim yanıma geldiğin ilk günde makyaj yapmıştın!”
Burada bomba patlamış.
“Sen kıskandın!” demiş arkadaşım.
“Ben senin iliğini kemiğini bilirim kızım!..” demiş kocası.
Aklı sıra gittikleri yerde gösteri yapacak olan kişiden kıskanmış.
“Üç kuruşluk herif için mi süslendim yani? Sen bir ruh hastasısın” demiş arkadaşım...
Tartışma sürüp gitmiş.
“Ben yeğenimin bizi davet ettiği yemeğe giderken de makyaj yapmıştım.”
Arkadaşım hala iyi niyet içerisinde,
“Şuradaki kafede çay içip dönelim. Gitmek istemiyorum.” demiş.
“Hani istiyordun?”
“Artık istemiyorum. Gitsek de girmem içeri. Ya da eve dön, sen gitmek istiyorsan buyur.” demiş.
Tartışma büyümüş. Daha da büyümemesi için de, her ikisi de ayrı odalara çekilmiş. Arkadaşım enine boyuna düşünmüş. Sonrasında açıp benimle dertleşmiş. Benim ona diyebildiğim tek şey; “sen akıllı bir kadınsın, neyin doğru olduğunun kararını en iyi sen verirsin.” demek oldu...
O konuşmamızdan sonra arkadaşım eşinin yanına giderek, bu ilişkinin bu şekilde gitmeyeceğini konu olarak açmış. İşin ilginç yanı burada başlamış!
Aslında olayı başlatan arkadaşımmış, kocasını dediğine göre. O sadece,
“Sen makyaj yapmışsın!” demiş. Olayı abartan kendisiymiş, başka yöne çekip kavga çıkartmış. Bu ilişki böyle gitmezmiş. Tartışmaya hiç niyeti yokmuş. Yorulmuş sıkılmış artık...
“Önümüzdeki günlerde değerlendirip hal yoluna koymalıymış ilişkiyi.” demiş. O sadece masumane,
“Sen makyaj mı yaptın?” diyerek hayretini belirtmiş...
Acizliğin, zavallılığın, basitliğin, kıskançlığın, dengesizliğinin farkına vardığı için mi, yoksa bu o kişinin farkına varmadan yağ gibi suyun üstüne çıktığı bilinçsiz bir davranış mı bilinmez... Bunu hiçbir şey olmamış gibi gayet sakin olarak ifade etmesi de kaygı verici...
Eş diye seçtiğimiz insanların böyle davranışları karşısında suçlanmak ve suçlamak ayrı bir meziyet. Kadının yaptığı makyajdan çok erkeğin yaptığı makyaj burada düşündüren! Yüzünde duramayan, akan, birbirine karışan, maskeye dönüşen makyajlar...
21 Mart 2017
Yener Balta
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder