🎈🎈🎈🎈🎈
HIÇKIRIK
Ne de çok gülerdik her şeye...
Bulmaca kitabından birbirimize sorular sorup, bulmaya çalıştığımız her cevapta
gülecek komik bir yan bulurduk. Aynanın karşısına geçip uzun saçlarımıza
verdiğimiz şekillere, yüzümüzü boyadığımız komik hallerimize... O yaşta her şey
gülme nedeniydi bize...
Hatta bir keresinde teyzem, benim
boyum uzun diye dolabın en üst rafına yerleştirmem için verdiği tabakları,
mutfağın mermer tezgahındaki çıplak ayaklarımla bastığım yerde ayak
parmaklarımı sıkıp yere tutunurken, ben yukarıda kuzenim aşağıda gülme krizine
tutulmuştuk. Kuzenim, ben, hatta teyzem bile kimin parmağı yerde nasıl duruyor
diye bakıp bakıp gülmüştük... Dedim ya her şey gülme nedeniydi bize.
İlkokul sonu, ortaokul başı arasında
bir yaz tatilindeydik. Her tatilde olduğu gibi birkaç günlüğüne benimle yaşıt
olan kuzenimle birlikte güzel zaman geçirmeye, onlarda kalmaya gitmiştim.
Yaşıttık, anlaşıyorduk, ne yapsak eğleniyorduk.
O günlerden bir gün, teyzem odasında
güzelliğine güzellik katmak için makyaj yapıyor, gideceği akşam yemeği için
hazırlanıyordu. Biz evde yalnız kalacağız diye heyecanlanıyorduk.
Yaramazlığımıza yaramazlık katmak için...
Koridordaki büyük aynanın karşısına
geçip, teyzemin makyaj eşyalarından alıp, yanağımıza kırmızı rujla çizdiğimiz
yuvarlakla, göz kapaklarımıza sürdüğümüz fosforlu yeşil farla, alnımıza
kaşımızdan çıkan kıvrımlar çizdiğimiz siyah kalemle şımarıyor, gülüyor,
eğleniyorduk. Gülüyorduk, güldükçe hıçkırıyordum, hıçkırdıkça daha da
gülüyorduk. Bu da gülmemiz için yeni bir neden olmuştu. Hıçkırığım daha da
eğlendirir olmuştu bizi... Yüzümüzü boyuyor, bir teyzemin yanına, bir aynanın
karşısına itiş kakış koşuyoruk...
Teyzemin seslenişiyle yanına
gitmiştim, efendim deyişim hıçkırıkla karışınca yine gülmüştük. Teyzemin o an dediğiyle
her şey bıçak gibi kesilmişti. Başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü.
Yanaklarım alev alev yanıyordu. Kuzenim, teyzemin yanında benim o anki
durumumdan zevk alırcasına bana bakıyordu. İşte o her şeyi bıçak gibi kesen
teyzemin cümlesi aynen şöyleydi;
"Zeynep, bu sabah seni benim
cüzdanımdan para alırken görmüş!" Zeynep yalan söylüyordu, bana iftira
atmıştı, teyzem de buna inanmıştı.
Ben ağlamaya başlamışken onlar da
gülmeye başlamışltı! Bu duruma anlam veremezken, kuzenim yüzündeki tebessümle teyzeme
bakarken, daha fazla üzülmemi istemediklerinden olsa gerek;
"Bak, hıçkırığın kesildi!"
diyen teyzem, benim de gülmemi bekleselerde ağıdım daha da artmıştı. Bu üzüntü
hıçkırık kesilsin diye yaşanmaya değer miydi?
YENER BALTA, 15 Mart 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder