28 Aralık 2019 Cumartesi

HIÇKIRIK


🎈🎈🎈🎈🎈
HIÇKIRIK

Ne de çok gülerdik her şeye... Bulmaca kitabından birbirimize sorular sorup, bulmaya çalıştığımız her cevapta gülecek komik bir yan bulurduk. Aynanın karşısına geçip uzun saçlarımıza verdiğimiz şekillere, yüzümüzü boyadığımız komik hallerimize... O yaşta her şey gülme nedeniydi bize...

Hatta bir keresinde teyzem, benim boyum uzun diye dolabın en üst rafına yerleştirmem için verdiği tabakları, mutfağın mermer tezgahındaki çıplak ayaklarımla bastığım yerde ayak parmaklarımı sıkıp yere tutunurken, ben yukarıda kuzenim aşağıda gülme krizine tutulmuştuk. Kuzenim, ben, hatta teyzem bile kimin parmağı yerde nasıl duruyor diye bakıp bakıp gülmüştük... Dedim ya her şey gülme nedeniydi bize.

İlkokul sonu, ortaokul başı arasında bir yaz tatilindeydik. Her tatilde olduğu gibi birkaç günlüğüne benimle yaşıt olan kuzenimle birlikte güzel zaman geçirmeye, onlarda kalmaya gitmiştim. Yaşıttık, anlaşıyorduk, ne yapsak eğleniyorduk.


O günlerden bir gün, teyzem odasında güzelliğine güzellik katmak için makyaj yapıyor, gideceği akşam yemeği için hazırlanıyordu. Biz evde yalnız kalacağız diye heyecanlanıyorduk. Yaramazlığımıza yaramazlık katmak için...


Koridordaki büyük aynanın karşısına geçip, teyzemin makyaj eşyalarından alıp, yanağımıza kırmızı rujla çizdiğimiz yuvarlakla, göz kapaklarımıza sürdüğümüz fosforlu yeşil farla, alnımıza kaşımızdan çıkan kıvrımlar çizdiğimiz siyah kalemle şımarıyor, gülüyor, eğleniyorduk. Gülüyorduk, güldükçe hıçkırıyordum, hıçkırdıkça daha da gülüyorduk. Bu da gülmemiz için yeni bir neden olmuştu. Hıçkırığım daha da eğlendirir olmuştu bizi... Yüzümüzü boyuyor, bir teyzemin yanına, bir aynanın karşısına itiş kakış koşuyoruk...


Teyzemin seslenişiyle yanına gitmiştim, efendim deyişim hıçkırıkla karışınca yine gülmüştük. Teyzemin o an dediğiyle her şey bıçak gibi kesilmişti. Başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. Yanaklarım alev alev yanıyordu. Kuzenim, teyzemin yanında benim o anki durumumdan zevk alırcasına bana bakıyordu. İşte o her şeyi bıçak gibi kesen teyzemin cümlesi aynen şöyleydi;

"Zeynep, bu sabah seni benim cüzdanımdan para alırken görmüş!" Zeynep yalan söylüyordu, bana iftira atmıştı, teyzem de buna inanmıştı.


Ben ağlamaya başlamışken onlar da gülmeye başlamışltı! Bu duruma anlam veremezken, kuzenim yüzündeki tebessümle teyzeme bakarken, daha fazla üzülmemi istemediklerinden olsa gerek;

"Bak, hıçkırığın kesildi!" diyen teyzem, benim de gülmemi bekleselerde ağıdım daha da artmıştı. Bu üzüntü hıçkırık kesilsin diye yaşanmaya değer miydi?


YENER BALTA, 15 Mart 2015

Hiç yorum yok: