28 Aralık 2019 Cumartesi

KUŞ TÜYÜ

🎈🎈🎈🎈🎈
KUŞ TÜYÜ

Mahallemizdeki evler üç katlı. Hepsinin önünde küçük bahçeleri var. Bahçeler demir parmaklıklarla çevrili. Bu parmaklıklara poşet içinde asılmış bayat ekmekleri hep görürüm. Annem bu ekmekler için,
“Ne büyük nimet ekmek! Ne israf böyle. Yazık!.. Yetecek kadarını neden almazlar ki? “der, her gördüğünde... Bizim evde ekmekler hiç atılmaz. Annem kalan ekmekleri daha sonra ısıtarak sofraya koyar. Çorbanın yanında iyi gider bu kıtır ekmekler. Bazen de ufalar köftenin içine koyar.

Bu bayat ekmekleri her gün toplayan yaşlı bir amca var. Bugün de onunla parkta karşılaştık. Çoktan kuru ekmekleri küçük parçalara ayırmış bile. Su dolu kabın içinde ıslatmış. Yaşlı amca hiç kıpırdamadan bankta oturuyor. Çevrede olan biten hiç dikkatini çekmiyor. Güvercinlerin yarışırcasına ekmekleri kapışmalarını izliyor. Bundan büyük keyif alıyor anlaşılan. O an orada sadece güvercinler ve kendisi var.

Güvercinlerin, serçelerin, saksağanların olduğu yerde rastlamamak mümkün mü? Kuşlar uçar da, tüyleri dökülmez mi? Merak ettiniz değil mi neden bahsediyorum!

Parkta gördüğüm her teleği eğilip alıyorum. Dökülen teleklerin avcısı oldum adeta. Annem yürüyüşte çok sık arkada kaldığım için hızlı yürüyemiyor.

Bir keresinde döne döne süzülen telek ayağımın üzerine kondu. Eğilip aldım. Yumuşacıktı. İncecik tüyler bir bütünü oluşturuyor. Elimin hareketiyle ışıkta renkten renge dönüştü. Ne de güzel parlıyor. Fosforlu  her tonu. Teleğin ne olduğunu açıklamama gerek kalmadı sanırım, değil mi? Telek, kuşların her bir tüyüne verilen isimdir. Telek kelimesini aklımda tutmak için elek elek diye tekrarlayıp durmuştum. Böylelikle telek kelimesi çabucacık aklıma geliyordu. Artık öğrendim, unutmuyorum.

Topladıklarımı bir kutuda biriktiriyorum. Bunları toplayıp ne mi yapıyorum? Merak edeceğinizi biliyordum.

Babam kuş fotoğrafçılığı yapıyor. Ben de kuşlara merak saldım. Hatta birkaç kez babamla birlikte kuş çekimine ben de gittim. “Bu iş sabır gerektiren bir iş kızım!” demişti babam.

Hafta sonları babam, kuş çekimine gideceği gün sabah erkenden evden çıkar. Göl evimizden biraz uzak. Kuşların güne beslenerek başladıklarını söyler. Çalılıklardan, yuvalarından çıktıkları için fotoğraflamak daha kolaymış. Çoğunun adlarını ben bile öğrendim. Kızıl gerdan, bıyıklı baştankara, arı kuşu, ak kuyruksallayan,  yalıçapkını… Ne garip isimler bunlar değil mi? Baykuş var da, neden bayankuş yok örneğin?

Babam, bahçedeki erik ağacının dalına küçük bir sepet asmıştı. İçine de ayçekirdeği koymuştu. Bana da bu ağacı gözlememi söylemişti.
“Bak göreceksin, kuşlar gelip bu çekirdeklerle beslenecekler. Ama biraz sabretmelisin...”
Uzun bir süre gözledim ağaca gelecek olan kuşları...
Tam umudumu kesmişken, bir gün birden erik ağacından kuş cıvıltısı geldi. Sessizce perdenin arkasından baktım. Gözlerime inanamadım. Koşarak babamın yanına gittim. Döndüğümüzde çoktan kuş uçmuştu...
“Serçe büyüklüğündeydi.” dedim babama.
“Kafasının ön kısmı kırmızı,  iki yanı beyaz ve tepesi siyah renkti. Kanatlarında sarı, siyah ve beyaz tüyler vardı.” diye anlattım babama.
Babam biraz düşündü!..
“Hımm, bu tarifin saka kuşuna benziyor kızım” dedi.
“Saka, nadir bulunan kuşlardan. Nesli tükenmek üzere!”
“Neden nesli tükeniyor baba?”
“İnsanlar avlıyor, kafeste besliyor, hatta satıyorlar da ondan” dedi babam.
“Üremelerine fırsat kalmıyor, nesilleri tükeniyor. Hatta bu kuşlar koruma altında. Avlanması, satılması yasak kızım...” dedikten sonra,
 “Svililip, svilit, tililip, trili...” deyip kollarını kanat çırpar gibi yapıp beni güldürdü.

Kuşları kafese neden koyarlar ki, doğa onların evi oysa ki...                           

Babamla, çektiği kuş fotoğraflarına birlikte bakarız. Gördüğüm kuşların resimlerini yapmayı çok seviyorum. Yaptığım kuş resimlerinin, gövde, kanat ve kuyruklarını bu topladığım telekleri yapıştırarak yapıyorum. Çok güzel görünüyor kuş resimlerim. Annem ve babam,
“Bunlar çok güzel resimler,” deyip beğeniyorlar her yaptığımda. Birkaçını çerçeveletip duvara astık. Sanırım bu gidişle evimizdeki bir duvar benim kuş resimlerimle dolacak.

“Nasıl olmuş, siz de beğendiniz mi?”

21 TEMMUZ 2018,
YENER BALTA

Hiç yorum yok: