28 Aralık 2019 Cumartesi

ŞAŞKIN ÇOCUK


🎈🎈🎈🎈🎈
ŞAŞKIN ÇOCUK


Annemle sabahları parkta yürürüz. Bazen parktaki spor aletlerinde hareketler yaparız. En çok bisiklet pedalını çevirmeyi seviyorum. Bugün de bisiklet pedalını çok çevirdim. Annem,
“Vücudumuzun her yerini çalıştırmak lazım.” demişti. Tüm hareketleri tamamladığında,
“Hadi bakalım, eve gidelim. Bu günlük bu kadar yeter.” dedi.

Eve doğru giderken yolda telaşlı bir çocuğa rastladık. Sanki bir şey kaybetmişti. Yerde bir şey arıyordu. Sağına soluna bakınıyordu. Şaşkındı. O an bizimle burun buruna geldi.
“Beş liramı düşürdüm. Gördünüz mü acaba?”
 “Hayır” anlamında başımızı sağa sola salladık. Onun o telaşlı halini görünce biz de yere baktık. Görünürde para yoktu. Ağaç dibinde yoktu. Kurumuş yaprakların arasında yoktu. Kaldırım kenarına yoktu. Park halinde duran arabanın altında yoktu. Para uçup gitmişti anlaşılan. Biz ilerledik. Siyah saçlı, kahverengi gözlü şaşkın çocuk arkada kaldı. Bir daha görsem tanır mıydım? Parasını bulur muydu?

Annemle gezmeden geliyorduk. Aradan üç-dört gün geçmiş olmalıydı. Şaşkın çocuğun parasını kaybettiği büyük ağacın oradaydık. Birkaç kez oradan geçerken aklıma gelmişti. Şaşkın çocuk parasını bulmuş muydu?

Tam o ağacın altındayken geçen arabanın geride bıraktığı esintiyle beş lira ayağıma savruldu. İnanamadım! Eğildim, parayı aldım. Annemle bir birimize baktık. Şaşırmıştık! Bu beş lira şaşkın çocuğun düşürdüğü para olmalıydı.

Etrafta şaşkın çocuğu görür müydük?
“Şaşkın çocuğu nasıl buluruz anne?”
“Bilmem ki kızım. Bekleyelim bakalım.”
“Parasını ona vermek istiyorum anne.”

Parkla evimizin arası her zaman yürüdüğümüz bir yoldu. Şaşkın çocuğu her geçtiğimizde görmeyi umut ettik. Görsek tanır mıydık? O da ayrı bir konuydu. Bulduğum parayı bozuk paraları biriktirdiğim kutuya koymuştum. Harcamak gibi bir niyetim yoktu. Şaşkın çocuğu bulmam çok zordu. Yine de dışarıdayken şaşkın çocuğu bulmak için bakıyordum.

Yine bir gün annemle market alışverişine gittik. Hava çok sıcaktı. Mahallemiz ağaçların gölgesinde serinlemişti. Güneş batmak üzereydi.

Mahallenin sessizliğini bir evin bahçesinden gelen çocuk sesleri bozdu. Çocuklar bahçede oynuyordu. Anneleri sohbet ediyordu. O an annemle göz göze geldik. Şaşkın çocuk aralarında olabilir diye aklımızdan geçti. Bahçeye doğru yöneldik. Annem, annelere,
“İyi akşamlar” dedi. Ben,
“Aranızda para kaybeden oldu mu?” diye sabırsızlanıp sordum. Çocuklar benim sesimle oyunu bıraktılar. Hepsi bana baktı. Birkaçı yok anlamında başını salladı. Birkaçı da,
“Yoo, hayır” dedi. İçlerinden biri şaşkın çocuk muydu? Sorumu bir de,
“Sokakta parasını düşüren oldu mu?” diye sordum. Şaşkın çocuk olduğunu düşündüğüm,
“Haa, evet… Ben beş liramı düşürmüştüm yolda. Evet, evet ben kaybettim.” dedi. Annesi söze karıştı.
“Senin para!..” deyip duraksadı.
“Ne zaman kaybettin oğlum?”
“Geçen gün dayım beş lira vermişti bana, anne. Sana söylememiş olmalıyım. Onunla da bakkala dondurma almaya koştum. O zaman cebimden düşmüştü.”
Annesi,
“Oğlum yalan söylemez.” dedi.
“Annem, hiç olur mu öyle şey! Kızım, ‘para kaybeden oldu mu?’ diye sordu. Oğlunuz beş lira olduğunu kendisi söyledi. Bu yeterdi.”
Annem,
“Paranı biz bulduk. Onu sana vermek isteriz.” dedi. Şaşkın çocuk yine şaşırdı. Gözleri kocaman oldu. Gülümsedi. Sevindi. Annem cüzdanından on lira çıkarttı.
“Üzerini verebilecek misin?” dedi.
“Az önce param vardı. Onunla da bunu aldım.” diyerek cips paketini gösterdi.
“Peki o zaman.” dedi annem. Annesine dönerek,
“Madem öyle, orijinal beş liran evde, size onu getirsin kızım.”
Yanlarından ayrılırken,
“Orijinal ne demek anne?” diye sormuştu şaşkın çocuk. Annesi,
“Senin düşürdüğün beş lirayı kastetti” diye açıkladı.

Elimizdeki alış-veriş çantalarını eve bıraktık. Bozuk para kutusundan kağıt beş lirayı aldım.
“Hadi bakalım” dedi annem.
“Dikkatli ol.” Pencereden bana bakıyordu annem. Bahçe kapısında beni bekliyordu şaşkın çocuk.
“Al, bu senin beş liran.” dedim. Ona doğru uzattım.
“Teşekkür ederim.” dedi şaşkın çocuk.

Şaşkın çocuğun gözleri kaybettiği beş lirasındaydı. Sanırım günler sonra kavuşması iyice şaşkına çevirmişti.

21 TEMMUZ 2018,
YENER BALTA

Hiç yorum yok: