KAKAOLU KEK
Okulların tatil olmasını çok seviyorum. Evde olmak hoşuma gidiyor. Annemle birlikte bugün kek yapacağız. Kakaolu keki çok seviyorum.
Keki karıştırdığımız kaba yumurtaları bu sefer ben kıracağım. Yumurtayı elime aldım. Elimde sımsıkı tuttum. Tüm gücümle sıktım.
“Ne yapıyorsun güzel kızım?
“Yumurtayı kırmaya çalışıyorum anne!”
Annem gülümsedi. Yumurtalardan birini aldı. Avucunda tüm gücüyle sıktı.
“Bak, gördün mü?”
Annem de kıramamıştı.
“Yumurtayı bu şeklide kıramayız. Yumurtanın oval şeklinden dolayı zordur güzel kızım.”
Bir kez daha denedim. Hatta iki elimle yumurtaya yüklendim. Bir türlü kıramadım.
Annem,
“İki yumurtayı bir birine vurduğunda sadece biri kırılır!” dedi. Bildik bir sesle... Öyle de oldu. Birkaç kez tık tık diye bir birine vurdum. Kırılmadı. Biraz sert vurunca biri kırıldı. Kırılan yumurtanın kabuklarını ikiye ayırdım. Yumurtanın sarısı güneş gibiydi. Kaydırakdan kayar gibi kaba düştü. Dört yumurtayı da bu şekilde kırdım. Sonuncusunu kek kasesinin kenarına vurdum. Elime yumurtanın yapışkan akı bulaştı. Yapış yapış oldu elim.
Annem, yumurtaların üzerine beş fincan toz şekeri ilave etmemi söyledi. Çırpma makinesi ile karışımı çırptım. Karışım bembeyaz, köpük köpük oldu. Ardından beş fincan unu da koydum. Çırpmaya devam ettim. Kabartma tozu ve vanilyayı serptim. Vanilya tozu burnuma kaçtı. Hapşuu. Neyse ki ağzımı kolumla kapadım. Nefis kokusunu içime çok çekmiş olmalıyım. Bir paket kakaoyu da karıştırdım. Kakao kokusu muhteşemdi.
Karışımı tepsiye dizdiğim küçük kağıt kaplara döktük. Annem tepsiyi fırına yerleştirdi. Derecesini ayarladı. Kısa zamanda vanilyanın, kakaonun mis kokusu eve yayıldı. Fırının cam kapağından kabarmasını izledim. Bazı keklerin üzeri çatladı. Kaplumbağanın kabuğuna benzettim. 40 dakika sonra kek pişmişti.
Annem dolaptan küçük kalp kalıplarını çıkardı. Kırmızı şeker hamurunu eliyle yumuşattı. Üzerinden merdaneyle geçti. Kalıplardan birini bana uzatarak,
“Sen yap bakalım” dedi.
Küçük kalp kalıbını hamura çıkardım. Harika görünüyordu.
“Hadi bakalım, tüm keklerin üzerlerini kalplerle süsle.” dedi annem.
Bittiğinde çok güzel görünüyordu kekler. Kekleri bir an uğur böceğine benzettim.
Nihayet sıra yemeğe gelmişti. Kağıdı sıyırdım, bir ısırık aldım.
“Hımm, nefis olmuş anne.”
“Yavaş ol biraz!” dedi gülümseyerek.
“Ellerine sağlık benim güzel kızım,” dedi.
“İkinci bir kek yememelisin. Akşam yemeğine az bir süre kaldı.” dedi, elimi tabağa uzattığımda.
21 TEMMUZ 2018,
YENER BALTA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder