ÖZGECAN
İÇİN…
Bir kişi suç işlerken cezası müebbetmiş, idammış, bir iki
yıl yatar çıkarım diye düşünerek işlemez. Yapılan eylem planlı ya da plansız,
yakalanmayı ya da yakalanmamayı, toplum ya da kanun önünde cezalandırılacağını,
hüküm giyeceğini düşünerek de eyleme geçmez. O an o kişi için içinde bulunduğu
durum her ne ise onu yapmaktır. İşlenen suç karşısında ceza caydırıcı olamaz
diye düşünmekteyim.
Yapılan eylemin sonucu düşünülse kanunlardaki cezalardan
önce, toplumun yargılamalarından önce kişi kendi vicdanı ile yüzleşir,
hesaplaşır... (Ayrıca vicdan o an için söz konusu olsa zaten o eylemde
bulunmaz.)
İnsana en büyük cezayı yine kendi vicdanı verir. Vicdan
kadar din ve inanç eyleme geçmeden önce ilk yüzleşilmesi gereken olsa da, en ön
planlarda inanç öne geçse de işlenen suç
karşısında bir işe yaramamakta, ne yazık ki sadece affedilmek adına, tövbe
etmek adına akla gelen olmaktadır.
Her şeyin başı eğitim diyorum. Eğitilmiş bir insan
yanlıştan, suçtan, şiddetten, aklınıza gelen olumsuzluk her ne ise kaçınır.
Eğitimli insanın akıl sağlığı yerindeyse, cinsel sapkınlığı yoksa kimseye zarar
vermez. Eylemi yapan kadın ya da erkek hangi cinsten olursa olsun, nefsi
müdafaa dışındaki durumlar hariç şiddete baş vurmaz, kimseye zarar vermez,
canileşmez.
Kişinin ailede alacağı eğitim yeterli gelmezse, ya da
aileden eğitim alamazsa okul onu biçimlendirir. Toplumda az çok bu eğitimin bir
parçasıdır. İçinde yaşadığımız toplumda yer edinebilmek için genel geçerli
kurallara, ahlak kurallarına ister istemez uymak zorundadır. Kişi kendini de
eğitebilir, yeter ki o bilince sahip olsun.
Bir erkeğin bir kadın üzerinde üstünlük sağlaması nedendir?
Erkek, ilkel olan içgüdüsel duygularından kurtulmadığı sürece, üstünlük
duygusu, kaba kuvveti, sahiplenme duygusu, kadına karşı davranışlarındaki
olumsuzlukları ortadan kaldırılamaz.
Bir erkeğin bir kadına şiddet uygulaması, korkutması,
sindirmesi, maddi manevi olarak ezmesi, küçük görmesi belki de nefsin
köreltilmediğinin nedenidir. Belki de erkeklerde olan cinselliğin bu kadar dışa
yansıtılmasının, önlenemez oluşunun asıl nedeni nefse engel olamamaktır. (Nefsi
burada arzular ve kötü istekler olarak düşünüyorum.) Belki de en iyi eğitim
nefse hâkim olmaktır, nefsin eğitilmesidir.
Kadını, İslam dininde, toplum, aile, eş ya da kardeş olarak
zayıf ve ikinci sınıf insan olarak görmekle bunu baştan kabul etmiş oluruz.
Kadın ya da erkek ayırt etmeden her iki cinsi de insan olarak eşitlediğimizde,
kadının erkekten tek farkı kas gücü olarak farklılığını kabul ederek, ne
şiddete, ne ölümlere ne de korumaya gerek kalmadan yaşanan tüm olumsuzlukları
ortadan kaldırabiliriz.
Ne yazık ki, bunun bizim toplumda olabileceğine üzülerek
inanmadığımı belirtmek isterim.
YENER
BALTA, 17 Şubat 2015