TOPLULUK İÇİNDE YALNIZ OLMAK
Gençliğin en başta gelen öğrenimlerinden biri yalnızlığa katlanmayı öğrenmek olmalı; yalnızlık mutluluğun, ruh dinginliğinin kaynaklarından biridir çünkü.
Öte yandan ise, insanları toplumcul kılan, onların yalnızlığa, bu yalnızlık içinde de kendilerine katlanma yeteneğinden yoksun olmalarıdır. İçsel boşluk ve bıkkınlıktır onları gerek topluluğa gerekse yabancı ülkelere, yolculuklara sürükleyen. Onların zihinlerinde, zihne kendi devinimini verecek esneklik eksiktir. Bundan ötürü farklı uyuşturucu maddelerle hızlandırmaya çalışırlar bu devinimi, bu yolla da pek çoğu bağımlı olur. Sürekli dış uyarıma, hem de en şiddetlisine, yani yapı olarak kendilerine benzeyenlerden gelen uyarıma gereksinim duymaları da işte bundandır. Bu uyarım olmadığında zihinleri kendi öz ağırlığı altında çöker ve kasvetli bir uyuşukluğa düşer.
Toplumculuğa ayrıca, yanyana duran insanların birbirlerini tinsel olarak ısıtması diye de bakılabilir, tıpkı çok soğuk bir havada bir araya sıkışmakla bedenlerini ısıtmaları gibi. Kendisinde epey tinsel sıcaklık bulunan kişinin yalnızca bu tür kümeleşmelere gereksinimi yoktur.
Hemen bütün acılarımız topluluktan kaynaklandığından, sağlığın yanısıra mutluluğumuzun en temel unsurunu oluşturan ruh dinğinliğini her topluluk tehlikeye attığından, dolayısıyla da epey miktarda yalnızlık olmaksızın mutluluğumuzun sürmesi mümkün olmadığından, kişinin topluluğa gereksinim duymayacak kadar çok şeye bizzat kendinde sahip olması başlıbaşına büyük bir mutluluktur.
Gençlik yıllarında insanlardan duyuğu ve haklı da olan hoşnutsuzluk onu yalnızlığa ittikçe bu yalnızlığın ıssızlığına zamanla katlanamıyorsa, ona kendi yalnızlığının bir bölümünü topluluğa giderken beraberinde götürmeye alışmasını, yani topluluk içinde de belli ölçüde yalnız olmayı öğrenmesini, dolayısıyla da ne düşündüğünü hemen başkalarına bildirmemesini, öte yandan ise onların söyledikleri üzerinde titizlikle durmamasını, ne ahlaksal ne de entellektüel açıdan bu söylenenlerden fazla bir şey beklememesini, bu nedenle de onların düşüncelerine ilişkin olarak övülesi bir hoşgörüyü hep canlı tutmanın en güvenilir yolu olan o kayıtsızlığı kendi benliğinde sağlamlaştırmalıdır.
Bundan sonra o kişi diğerlerinin arasında bulunmasına rağmen, gene de tam olarak onların topluluğunda olmayacak, onlarla ilişkisinde salt nesnel davranacaktır daha çok. Buysa onu toplulukla pek yakın temastan, böylelikle de karalanmanın ya da yaralanmanın her türünden koruyacaktır.
Yaşam Bilgeliği Üstüne Aforizmalar (Seçmeler)
Arthur Schopenhauer
Türkçesi: Güven Savaş Kızıltan
Ara Yayıncılık - Basım Yılı Ekim 1990
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder